Kalemimizden..
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.

Kalemimizden..

Makalelerimizi, senaryolarımızı, hikayelerimizi burada paylaşıyoruz.
 
AnasayfaLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Oyuncak Dünya

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
~LuckyChucky.

~LuckyChucky.


Mesaj Sayısı : 43
Kayıt tarihi : 28/10/09
Yaş : 28
Nerden : Nereye :Pp

Oyuncak Dünya Empty
MesajKonu: Oyuncak Dünya   Oyuncak Dünya Icon_minitimeÇarş. Ekim 28, 2009 7:21 pm

Oyuncak Dünya

Ne kadar çabuk büyüdük değil mi? Kazanılacak bir geleceğin arkasında, hepimiz, aslında içinde kaybolduğumuz bir geçmiş saklıyoruz. Hatırlanmayı bekleyen anlar, göçük altında kalmış anılar... Duygular yaşamımızın bir parçası olmaktan çoktan çıkıp, davetsiz misafirler gibi hayatımızda görünüp kaybolmaya başlamadı mı sizce de? Nedir bizi hala bu hayata bağlayan, tenimizde yağmurun hissiyle koşmayı isteten, sevincimizi de üzüntümüzü de bağırarak coşkuyla dışa vurdurmaya çalışan, her yeni umutta gözlerimizde tekrar tekrar yeşermeyi başaran? Hepimizin içinde büyütemediğimiz bir çocuk yok mudur, daha doğrusu büyütmek istemediğimiz? Heyecanlarımızı emanet ettiğimiz, yalnız kaldığımız her an bizimle beraber dünyayı döndüren, o çocuk değil midir?

Yaşam denen oyunda bize kurallar olmadan da kazanabileceğimizi hatırlatan o küçük yüreği canlı tutmak belki de hayatımızdaki en özel amaçlardan biridir. En masum anlarımızı sakladığımız bu değerli bedeni besleyen nedir peki? Tabii ki çocukların en kıymetli hazineleri olan, kırılsa da parçalansa da her zerresinde bir çocuğun ilk duygularını barındıran, onların en yakın arkadaşları olan, hayatı onlarla keşfeden oyuncaklar. Bir çocuğun karnını, zihnini doyurmak belki bir şekilde kolaylaştırılabilir. Ama oyuncaklar olmadan o çocuğun ruhunu doyurmak imkansızdır.

Biraz düşünelim oyuncakların hayatımızın devamlı katılaşan asfalt yollarında bıraktığı izleri. Küçük şeylerle mutlu olabilmeyi öğretir oyuncaklar, paylaşmayı öğretir. İlk kez önemli biri olma hissini verir bir çocuğa. Başarmanın en gerçek hazzını yaşar oyunlarına, oyuncaklarına sahip bir çocuk. Hangi anından, duygusundan eksik olmuştur ki zaten. Renklerin gerçek sahibi olan, o küçük ellerden dünyaya iz bırakan bir pastel boyanın, daha fazla değer kazandığı başka hangi durum olabilir. Mutluluk, sevinç, üzüntü ve azim gibi duyguları sadece plastikten yapılma hava dolu bir küreden daha iyi bir şekilde, bu kadar fazla küçük yüreğe başka hangi güç serpebilir. Topuyla birlikte zıplayıp koşan, patenleriyle, kaykaylarıyla adeta beton dünyada kendi doğasını yaratan o ayakları hayatta durduramayacağınız çok az an olacaktır işte bu bağlılıkla büyür o küçücük yürekler. İlk defa sahiplenebilmeyi, şefkati, sevgi ve ilgiyi verebileceği o özel kişilerin hissini de bir oyuncak bebekte ya da ayıcıkta yaşamazlar mı aslında? Ona özeldir o çünkü her sarıldığında iyi ki var diyebileceği bir sığınaktır.

Büyüdükçe ne değişti peki? En mutlu olduğumuz anlar gene o çocukla beraber özgürce oynayabildiğimiz anlar değil mi ? Maskeli balolarda, yılın diğer günlerinde taşıdığımız, arkasında sahte yüzlerimizi sakladığımız maskelerimizi çıkarıp, içimizdeki çocuğun hala hayata gülümsemeyi unutmamış o yüzüne maske geçirip, hiç düşünmeden önümüze gelen her çocuk kalbini saklayabilmiş insanla, bu anımızı paylaşmanın bize verdiği mutluluğu hangi biriniz yaşamamıştır. Ruhumuzun en çok huzura erdiği anlar, o çocuğun ortaya çıkıp küçük şeylerle tekrar mutlu olabilmeyi başarabilmesinden değil midir? Yılbaşı geldiğinde bodrumlarımızda çürümeye yer tutmuş o küçük havaifişekleri umutlarımızla birlikte göklerle birleştiren, her patlayışında gözlerimizde 'Yaşıyorum!' hissini en içten şekilde yaşatan renkleri bedenimize yayan o çocuk değil midir? İskambil kağıtlarının büyülü bir şekilde ilüzyonistin ellerinde ritmli bir şekilde dansını izlerkenki, sevgilimize özene bezene süsleyerek bir kart hazırlarkenki, burç falımızın birkaç sözünde mutluluğu hiç olmadığı kadar arzularkenki, hayatın bize oynadığı, bu tarz küçük oyunlarda bizi hiç bırakmayan tek yoldaşımız, oyuncaklarını bizimle paylaşmaktan çekinmeyen en değerli arkadaşımız, başını gökyüzünden kaldırıp bulutların diliyle bizi selamlayan o çocuk değil midir?

Büyüdük ve belki de gerçekten kirlendi dünya, aslında mutluluğu çoktan bulup gömmüşüz farkında olmadan geçmişimizin sessizce kaybolan topraklarına. Oyunlarımızın, oyuncaklarımızın yerini alan şeyleri gördükçe bunları daha da iyi anlayacağız aslında. Yarattığımız dünyanın oyuncaklar kadar bile işlevi olmadığını farkettiğimiz gün de, oyuncak dünyamızdaki o çocuğa sesleneceğiz tekrar umutla: Sakın büyüme, büyüme ki hala sığınabileceğim küçük bir dünya bana kalsın.


Sena Yıldız.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
1409eda

1409eda


Mesaj Sayısı : 35
Kayıt tarihi : 28/10/09
Yaş : 27

Oyuncak Dünya Empty
MesajKonu: Geri: Oyuncak Dünya   Oyuncak Dünya Icon_minitimeCuma Kas. 13, 2009 7:00 pm

Okurken ( saçma ama) gözlerimin dolduğunu ve Dünyanın aslında ne kadar masum bizlerinse ne kadar zalim olduğunu düşündüm. odamda ki özen vermediğim yana başa attığım oyuncaklarımın beni ümitsizce ne zamadır beklediğini hatırladım. ve iliklerime kadar titredim resmen.. aslında çevremdeki en zararsız olanın oyuncaklarım olduğunu, bana hayat veren , mutluluğu - paylaşmayı öğretenin onlar olduğunu anladım.
Makalelerini okudum ve gerçekten hak eden bir yazar olduğunu düşünüyorum. Bence bu yolda devam et.. Gerçekten emek veriyorsun bu işe (:
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://sekerkale.tr.gg
 
Oyuncak Dünya
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
Kalemimizden.. :: Makale-
Buraya geçin: